Hürriyet Genel

Stratejik Yönetim

STRATEJİK YÖNETİM

Çağımızda yaşanan hızlı değişimler tüm yaşananlara mutlak yön vermektedir. Globalleşme etkisi ile tüm değişimler Dünya’nın herhangi bir yerinde anında hissedilmektedir. Bunda en büyük etken bilgi ve teknoloji çağının çok hızlı gelişimidir.

Günümüzde de bilgi ve teknoloji çağında yaşanan bu çok hızlı değişimler, işletmeler açısından bilinen klasik rekabet varsayımlarının birçoğunun geçerliliğini yitirmesine sebep olmuştur. Yakın zamana kadar geçerli olan geleneksel yönetim yaklaşımları değişimle birlikte yeni beklentileri karşılamakta yetersiz kalmıştır. Her şeyin yeniden tanımlandığı global dünya’da, yönetimin tanımsal ve rolü anlamında da değişim yaşanmaya başlanmıştır. Yönetim günümüzde, değişim ve strateji yönetimi haline gelmiş ve stratejik kararlar ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu anlamda da işletmelerin öncelikli amacı fark yaratacak stratejiler ortaya koyarak geleceğe daha önde varabilmek olmuştur.      

İşletmeler sektörlerinde daha güçlü olabilmek, değişime ayak uydurup gelişimi sağlayabilmek ve rekabet gücü daha yüksek bir yapıya ulaşabilmek için farklı değişik stratejik yöntemlerden faydalanarak bunları uygulamaya geçirmelidirler. Bu bağlamda, işletmeler ve çevresi arasındaki ilgili ilişkileri düzenlemeyi öngören Stratejik Yönetim Yaklaşımı, işletmelerin güçlü rekabet şartlarında fark yaratacak bir uygulama olarak düşünülebilir.    

Strateji ve stratejik düşünce, bir davranış, bir tutum, bir yaklaşım olarak çok eski zamanlara dayanır. Özellikle askeri savaşlarda bu tür yaklaşımın birçok örnekleri mevcuttur.

Stratejik Yönetim düşüncesinin kilit kavramlarından birincisi “Gelecek” tir. Yani Stratejik Yönetim gelecek ile ilgilidir. Bu “Gelecek” “görünür” veya “bilinen” bir gelecek olmayabilir. Stratejik yönetim ile yarına bakılır ve gelecek tasarlanır. Bilinmeyen ve görünmeyen bir gelecekte “yön çizilir”. Stratejik Yönetim, bugünden yapılan tercihlerle yarının şekillendirilmesidir. Stratejik yönetimin temel sorusu gelecekte ne yapılacağı değildir. Bilinmeyen ve görünmeyen gelecekte istediğim olayların oluşması için şimdi, bugün nelerin yapılacağının belirlenmesidir.  Stratejik yönetim zaman ve çevre ile yapılan bir mücadelenin adıdır. Bu mücadele “Değişimle baş etmek” tir. Amacı da,”Yaşamaktır”, “Varlığını sürdürmektir”. Bu açıdan stratejik yönetim “ Yaşamsal Önem” taşıyan tercihler ve kararlar üzerinde odaklanır.

Stratejik yönetim düşüncesinin Dünya’da gelişimi üç ana dönem olarak ele alınabilir.

1. Stratejik planlama anlayışı dönemi (1960-1980),
2. Rekabet stratejisi anlayışı dönemi (1980-1990),
3. Temel yetkinliklere dayalı strateji anlayışı dönemi (1990’dan günümüze),

1970’lerden bu yana artarak devam eden hızlı ve köklü değişimlerin yol açtığı belirsizlik ortamlarında işletmeler, planlar aracılığıyla inovasyona öncü olamayacaklarını, çevreye uyum sağlamakta yetersiz kalacaklarını ve hatta varlıklarını sürdüremeyeceklerini yaşayarak öğrenmeye başlamışlardır.

Bu anlayış, artan rekabet koşulları altında stratejik yönetimi daha da önemli bir konuma taşımıştır. Sadece özel sektörde değil, kamu ve üçüncü sektörde faaliyet gösteren tüm organizasyonlar globalleşme ve bunun getirdiği rekabet olgusu karşısında daha stratejik düşünmeye, stratejik planlamaya, stratejik karar almaya eskisinden daha fazla önem verir olmuşlardır. Stratejik yönetim, 1980’li yıllar öncesinde daha ziyade özel sektör alanında sadece çok uluslu şirketler, büyük holding ve şirketler tarafından bilinir ve uygulanırken, bugün çok sayıda organizasyon stratejik yönetimi araç olarak kullanmaktadırlar.

Stratejik yönetim alanındaki elli yıllık ilerleme göz önüne alındığında, düşüncenin değişmesine ve gelişmesine yol açan ana dinamiğin teorik arayışlar olmaktan daha çok, değişen çevre şartlarının olduğu görülmektedir. Rakiplerine göre daha hızlı öğrenenler ve uygulayanlar daha önde gideceklerdir .

Türkiye’de de stratejik yönetimin ayrı bir alan olarak kabul gördüğü yıllar, 1990’ların sonu, 2000’lerin başı olarak görülmektedir. Söz konusu tarihten önce, stratejik yönetim alanında çalışmalar olmasına rağmen, genel yönetim çalışmaları içerisinde yer almakta ve kayda değer bir yer işgal etmemekteydi. 2000’den sonra ise, yönetim alanında strateji çalışmalarına hem diğer yönetim yaklaşımları ile karşılaştırılamayacak ölçüde ilginin arttığı hem de ayrı bir çalışma alanı olarak doğduğu görülmektedir.

Ülkemizde modern anlamda işletmeciliğin doğuşu 1930-1940’lı yıllara rastlamaktadır. Daha önceki yıllarda da hatta Osmanlı zamanında bu yolda atılmış adımlar olsa bile gerçek anlamda işletmecilik 1930’lu yıllarda başlamıştır. 1960’lı yıllardan itibaren ise işletmelerde konuyla ilgili bölümlerin kurulmaya başlandığı görülmüştür. Ancak bu yıllardaki planlama çalışmaları yalnızca bir yıldan kısa bütçe çalışmalarını içermektedir. Ülkemizde ilk uzun vadeli planlama çalışması 1971 yılında Koç grubunda görülmüştür. Fakat bu çalışmada da plan döneminin ilk yılı bütçe yılı olmakta daha sonra yıllar bir yıl ileri kayarak gitmektedir. Gerçek anlamda planlama çalışmaları ise 1970’lerin sonu ve 1980’li yıllarda olduğu görülür. Bu yıllarda Eczacıbaşı 1978 yılında itibaren, 1981 yılında itibaren Şişe Cam Fabrikası, 1983 yılından beri Yaşar holding ve diğer birçok kuruluşta uzun vadeli planlama çalışmaları yapmışlardır. Uzun vadeli planlama çalışmaları 1980’li yılların sonlarından itibaren stratejik bir şekilde ele alınmaya başlanmıştır.

1990’lı yıllarda Gümrük Birliği Anlaşması, ülkenin dış pazarlara ve yabancı sermayeye açılması, ülke içi rekabetin artması, pazarların çeşitlenmeye başlaması ve nihayet 2000’li yılların başından itibaren ülke çapında yaşanan krizler, işletmeler için dikkatle ve isabetle seçilecek stratejilerin önemini artırmış ve küçük veya büyük olsun bütün işletmeleri bilinçli bir şekilde strateji seçmeye zorlamaya başlamıştır.

Türkiye’de de Yöneticilerin gelecekteki belirsizlikleri öngörüp buna uygun olarak planlama yapma ve yönetme gereği işletmeler için bugün vazgeçilmez bir unsur olmuştur. İşletmelerin bunu baz alarak yapılanması, hayatını devam ettirebilmesi ve değişimlere ayak uydurabilmesi için stratejik yönetimin esas olarak kabul edilmesi gerekir.

Stratejik Yönetim, esnek bir yönetim tarzı olması ve çevresinde olan değişikliklere hızlı tepki verebilme özelliği ile, işletmelere rakipleri karşısında rekabet avantajı sağlar ve değişime uyumu kolaylaştırır. Bu durum zorlu rekabet şartlarında işletmeler için vazgeçilmez bir istektir. Bu yüzden işletmeler bu çalışmada bahsedilen stratejik yönetim sürecini dikkatli ve disiplinli bir şekilde takip ederek Stratejik Yönetim anlayışını sıkıca benimsemelidirler. Sürdürülebilir rekabet avantajı açısından böyle bir anlayış işletmeleri farklılaştıracaktır. Farklılaşmış ve gelişiminde sürdürebilirliği sağlamış bir işletmenin, başta rakipleri ve pazar açından önündeki tehditleri de azalmış olacaktır. Stratejik Yönetim, işletmelerin gelecekle ilgili hayati ve farklı olma beklentilerini en iyi şekilde cevap veren bir yönetim anlayışıdır. İşletmeler bilinmeyen ve görünmeyen gelecekte istediklerini gerçekleştirebilmek için, bugünden nelerin yapılacağını Stratejik Yönetim anlayışı çerçevesinde belirlemelidir. 


Serkan Karaduman



Kaynaklar: 
  • Pamuk G., H. Erkut, F. Ülengin, Ö. Akgüç, B. Ülengin, H. Koşma, Y. Alpay, 1997, Stratejik Yönetim ve Senaryo Tekniği, İstanbul, İrfan Yayın evi
  • Barca M., “Stratejik Yönetim Düşüncesinin Gelişimi”, Ankara Sanayi Odası Nisan-Mayıs-Haziran Bülteni, 2009
  • Aktan C., “Stratejik Yönetim ve Stratejik Planlama”, Çimento İşverenleri Sendikası Dergisi, cilt 22 sayı 4, 2008
  • Barca M. ve M. Hızıroğlu, “2000’li Yıllarda Stratejik Yönetim Alanının Entelektüel Yapısı”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 4 (1), 2009
  • Gürsoy O, “Stratejik Yönetim”, www.ozyazilim.com
  • Dinçer Ö., 2003, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, 6. Baskı, İstanbul, Beta Basım Yayım
  • Karagöz N., Celep H., “Stratejik Planlama, Sanayi Geliştirme Başkanlığı Raporları”,2008


Popüler Yayınlar